Yoksa Corona Virüsü Yıldızlardan Mı Düştü?
- beyza tosun

- 23 May 2020
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 25 May 2020
Astroloji yazılarımı yazarken genel olarak bana ' ya Beyza iyi hoş yazıyorsun da ben anlamıyorum bu açı ne, bu gezegen kim, yenilir mi içilir mi' gibi geri bildirimler alıyordum. O yüzden burada daha aramızda konuşur gibi bir ortam oluşturmaya çalışacağım.

Aralık ve Ocak aylarında, çok güçlü tutulmalarla başladı 2020 senesi. Salgından dolayı atladık ama koskoca kıta yandı senenin başında. Sonra dedik ki 'oh iyi bari bizim başımıza gelmedi ya şanslıyız'. Üçüncü sayfa haberi okur gibi baktık biz bu olaya. Teğet geçti bizi Oğlak burcundaki yıldızlar karması. Sonrasıda Mars'ın (ki mitolojide kendisi Ares'tir) da buraya gelmesiyle salgın patlak verdi.

Pek çok Astrolog 2020'nin zor bir yıl olcağını öngördü. Ancak elimizi vicdanımıza koyalım ve gerçekçi olalım, çalışmadığımız yerden çıktı.
Ben bu olaya biraz farklı bir bakış açısı getirmek istiyorum. Oğlak burcunun yönetici Satürn kimdir diye ufak bir araştırma yaptığımızda pek çok kaynak aynı yönü işaret ediyor; disiplin, duygu yoksunluğu, sıkıcılık, idealler, çalış babam çalış yani. E biz zaten bunu yaptık da neyi yanlış yaptık. Şimdi bir terazi düşünün ve iki kefesi var. Tüm gezegenler bir kefeye doluştuğunda karşı taraf havada kalır. Oğlak'ın karşıtıda Yengeç'tir. Biz dengeyi kaçırdık. Yengeç daha anaçtır, topraktır, vatandır, eve geldiğinde annenin yaptığı patates kızartmasının kokusunu almaktır aslında. Çok değil iki ay önceki hayatınıza bir bakın ve kendinizle yüzleşin, kaç kişinin hayatının merkezinde iş haricinde bir şey vardı. Ben çok farklı durumda olduğum için burada ahkam kesmiyorum, açıkçası hayatını işine göre ayarlayanların en başında gelenlerinde birisiydim. İyi de bunu öğretmenin daha orta yolu olamaz mıydı? Bu kadar ani olmasını sebebi ne?
Burda sahneye sevgili Uranüs giriyor. Kendileri delilik, dahilik, umutlar gibi pek çok şeyi temsil etse de, en önemli özelliği aniliktir. Pat diye oluverir. Gerçi yaşadığımız coğrafya nedeniyle bizler pat diye oluvermelere alışık olsak da, tüm dünya nüfusu buna pek hazırlıklı değildi. Az önce temel bazı değerlerden bahsederken, Uranüs'ün burdaki rolü, bu temel değerleri de sorgulatmak oldu. Pek çok şeyin önüne aldığın işin birden yerini sağlığa bıraktı, aman Anne yaa öpme artık derken, kokusuna hasret kaldın, aşkından öldüğün kişi aslında bir süre sonra bayıyormuş... gibi sonsuz örnekler sayabilirim. En önemlisi de belki hiç yüzleşmediğin kadar kendinle yüzleştin. Şimdi baba gezegenlerin tarzını bu saatten sonra tartışmak çok anlamlı olmasa da, kendileri bu yolu uygun gördüler. Bize de saygı duymak düşüyor.
Acı çekmeden bilinç doğmaz demiş Jung. En sevdiğimiz kişilerle sınanıp, en insani ihtiyacımız olan temas ve mimiklerden uzak kalarak öğreniyoruz bu durumu. Normalleşme süreci dediğimiz şeyin, çok da eski modellerde bir normale açılan kapı olduğunu zannetmiyorum. Ne yapmamız gerektiğine zaten bizim yerine evren karar veriyor, ancak ne yapmamız gerektiğini düşünmemiz lazım. Nacizane bence eskisi gibi olmayalım. Hayat düzeni ne yöne gider, ne şekilde evrilir orasını daha uzuuunnn uzuuunnn yazar deşerim, o ayrı, ama lütfen evrilirken direnmeyelim. Gezegenler ne olursa olsun bizim hayrımıza çalışır. Kronos, tüm insanlığa ders vermek için gökten bu öğretiyi indirdiyse vardır bir bildiği. Peki biz ne öğrendik ?







Yorumlar